Ceza davalarının temelini soruşturma aşaması oluşturmaktadır. Soruşturma aşaması ise şikayet ile veya savcılık makamının lüzum görmesi üzerine kendisi tarafından başlatılacaktır. Suçtan zarar gören kişilerin, bu durumu savcılık makamına şikayet dilekçesi ile bildirebileceği gibi kolluk birimlerine başvurarak da bildirebilecektir. Uygulamada daha çok şikayet dilekçesi ile bu durum gerçekleştirilmektedir.
Şikayet dilekçesinin hazırlanması ve delillerin belirtilmesi önem arz ettiği gibi yine toplanılacak veya getirilecek delillerin şikâyet dilekçesinde açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Örnek vermek gerekir ise yağma (gasp) suçunun mağduru olan kişi için hazırlanacak şikayet dilekçesinde; olay tarihi ve saati, olayın nasıl ve nerede gerçekleştiği, yağma suçuna konu olan eşya veya eşyaların bilgisi ve varsa faturaları, olayın gerçekleştiği yeri gösteren kamera kayıtlarının araştırılması, darp durumu söz konusu ise darp raporunun alınması ve benzeri hususların yer alması gereklidir. Şikayet dilekçesinde eksik veya yanlış anlatımların olması, delillerin belirtilmemesi veya eksik belirtilmesi gibi durumların varlığı halinde savcılık makamı tarafından takipsizlik kararı verilmesi söz konusu olabilecektir. Yine şikayet dilekçesinden sonra şikayetçinin ve varsa başka kimselerin ifadelerini alınırken yanlarında vekil olarak avukatın olması önem arz etmektedir. Özellikle ifadenin ne şekilde alındığı ve yine şikayete konu olay hakkında nasıl ifade verileceği, avukat aracılığıyla şikayetçiye bildirilecektir. Bu nedenle soruşturma aşamasında bir avukatla birlikte hareket edilmesi önem arz etmektedir.
Soruşturma aşamasında hakkında soruşturma açılan kişiye şüpheli denilmektedir. Şüphelilerin gerek kolluk birimleri gerekse savcılık makamında yapacağı savunma fazlaca önem arz etmektedir. Bunun nedeni ise şüphelinin ifade sonrasında Sulh Ceza Hakimliği tarafından hakkında tutuklama kararı verilebilme ihtimalidir. Yine soruşturma aşamasında sanık tarafından verilen ifadenin kovuşturma aşamasında yani ceza davasında farklı bir ifade vermesi aleyhine durumlar oluşturabilecektir. Bu nedenle soruşturma aşamasında verilecek ifadede şüphelilerin, çalışma alanı ceza hukuku olan bir avukatla çalışması önem arz etmektedir. Şüpheli hakkında verilecek tutuklama kararı veya adli kontrol kararlarına karşı yasal süresi içerisinde itiraz edilmesi de önem arz etmektedir. Bu durum karşısında şüphelilerin bir avukat aracılığıyla itirazları yapmalarını tavsiye etmekteyiz.
Sonuç olarak, soruşturma aşamasında gerek şikayet dilekçesi verilmeden önce gerekse ifade işleminden önce bir avukatla çalışılması önem arz etmektedir. Bu işlemlerden sonra avukatla çalışmanın, taraflar için ileride olumsuz sonuçlar doğuracağının unutulmaması gerektiğini belirtmek isteriz.
Av. Abdullah Fırat